Eski bir Tiyatro sahnesinin tam ortasındayım.
Elimde tahta saplı bir çalı süpürgesi, üstümde pembe kareli bir önlük.
Karşımda ise onlarca koltuk kırmızı renkli.
Süpürüyorum tozlu sahnenin gri halılarını, havalanan tozlar burnumdan giriyor içeri.
Bir yandan hapşırıyorum, bir yandan da yutuyorum sahnenin tozlarını.
Hayal kuruyorum o an orada. Elimde ki süpürge bir an oluyor Romeo, dalıp gidiyorum…
Süpürge düşüyor elimden. İrkiliyorum; eğilip alıyorum yerden tahta saplı süpürgeyi.
Bir ses duyuyorum hemen arkamda:
‘’Daha kulis odaları var sırada..!’’
Kafamı salıyorum evet dercesine.
Kocaman uzun bir koridor.
Yerdeki halılar kırmızı…
Sıra, sıra odalar beyaz kapılı…
Odaların içi sarı ışıklı…
Rengârenk kostümler askılarda sıralı…
Hemen karşımda bir makyaj masası, renkli ışıklarla dolu etrafı.
‘’Dur…!’’ diyorum kendime şimdi hayal kurma zamanı değil temizle hadi odayı.
Önlüğümün cebinden çıkarıyorum bir çöp poşeti.
Toplamaya başlıyorum çöpleri.
Çöp kovasında beyaz mendiller silmiş yüzdeki boyaları.
Atmışlar çöp kovasına satır satır sayfaları.
Alıyorum saklıyorum cebime içi dolu kağıtları.
‘’kızım!’’ diyor başımda ki adam.’’çabuk ol az sonra gelecek oyuncular’’
Adam söylenip gidiyor odadan.
Ben ise vazgeçmiyorum hayal kurmaktan.
Bir kostüm ilişiyor gözüme.
Pembe kabarık etekli, sarı karpuz kollu, sanki bir prenses elbisesi.
Alıyorum askıdan o pembe elbiseyi.
Düşüyor elimden çöp poşeti.
Şimdi tutuyorum ellerimle hayallerimi.
Elbiseyi üstüme tutup aynaya bakıyorum.
Keşke... diyorum. Keşke…
Hayallerim yine yarım.
Usta başı’nın ayak sesleri bölüyor beni.
Son buluyor aymazlığım.
Temizlik bitti…
Oyuncular geldi…
Seyirciler aldı yerlerini kırmızı koltuklarda.
Ve sahne.
Çıkarıyorum cebimden sayfaları; gizli balkonda izliyorum Tiyatroyu.
Söylenen replikleri takip ediyorum elimdeki buruşuk sayfalardan.
Okuyorum içimden tekrar ediyorum.
Bu oyunda bana düşen rol hayaller sadece.
Oyun bitti…
Perde kapandı…
Odalar kitlendi…
Çantama koydum çöpte bulduğum tekstleri.
Ve yanıma geldi usta başı…
Bir miktar para uzattı elime, ‘’Al kızım bugün ki yaptığın temizliğin yevmiyesi’’ dedi.
Durdum öylece baktım, aldım parayı, koydum cebime.
Ve şöyle dedim içimden. Bugün ki temizliğin değil usta!
Bu gün ki hayallerimin yevmiyesi dedim. Ve çektim gittim.
Yaşayan ve yazan: SİYAH KELEBEK.