her yere izler bırakan Baktığı her göz'de hayâl olan. Kalemi kanatlarıyla tutan,Çırpınışını yazılara yansıtan bir Siyah kelebeğim.Hepinizi beklerim.Hoşgeldiniz Efendim.!



23.10.2012

Korkular, takıntılar, bağımlılıklar (Mim)



KORKULAR,TAKINTILAR VE BAĞIMLILIKLAR (MİM)
Bizi biz yapan,karekterimizi kişiliğimizi ortaya koyan kendimizi dışa aktarımda tanıtmada işe yarayan özelliklerdir bana göre.
Hiçbir şeye takmam hiç bir şeyden korkmam,hiç bir şeye bağımlı değilim diyen aslında en çok takıntılı bağımlı ve korkak insandır.
Abi biraz tırsacaksın. Biraz deli takıntıların olacak. En az bir şeye bağımlı olacaksın. Ot gibi yaşamanın alemi yok. Biraz heyecan entrika dan kimseye zarar gelmez .Ama hastalık hali adlımı o zaman kötü.
Var öyle tanıdığım insanlar en yakınımda hem de. Eşim aşırı takıntılı bir insandır. Adamda temizlik takıntısı var. Vileda ile yer silmeye bağımlı bir adam. Ben uzun zamandır çok takıntılı değilim bazı şeylere. Oluruna bırakıyorum çok şeyi. Kendime zarar veriyorum çünkü.
Ama yok mu tabii var benimde bazı arızalarım şöyle bir bakalım benim korkularım, takıntılarım ve bağımlılıklarım neymiş…

KORKULARIM.
Ben en çok annem den korkarım mesela. Hala onu üzmekten kırmaktan ondan azar işitmekten korkarım. Allahım şerrinden korusun. Aksi kadındır annem.
Çocukken annem ölecek diye çok korkardım. Gece uykumdan kalkar nefes alıyor mu diye bakardım. Bazen başında oturur hareket etmesini beklerdim. Bu endişemi ona söyleyemezdim. Çünkü  saçma bir bir korku olduğunun yüzüme vurulmasından da korkardım.
Anne olduktan sonra ki tek korkum çocuklarım olmaya başladı. Ölümcül hastalıklara yakalanma ve onları annesiz bırakmadan korkarım mesela. Eşimin başına gelebilecek olası iş kazalarından onu kaybetmekten çok korkarım ki bunlar aslında takıntılarım arasında yer alabilir.
Gece çok geç saatte çalan telefondan, çalan kapı zilinden, Arka sokakta her gece uluyan köpeklerden korkarım ben. Ana caddelerden, trafiğin çok yoğun olduğu yerlerden, karşıdan karşıya geçmekten çok korkarım. Yeşil ışık bile yansa kalbim çıkacak kadar hızla koşarım karşıdan karşıya.
Daha genç yaşlarımda korku filmleri vız gelirdi. Şeytanın dirilişi,kabir, daha aklıma gelmeyen bir çok korku filmini gözümü kırpmadan izlerdim. Altıma çiş kaçırdığım olmadı onu da söyleyim.
Ama yaş ilerledikçe korku filmlerine tahammül edemez oldum. Tırsıyorum abi yalan yok.
Sabah ezanı da beni korkutur. Sanki tüm ölüler dirilir, kıyamet kopuyormuş hissi uyanır bende. Hemen dua etmeye başlarım. Sonra sessizlik ve huzur kaplar, sabah ezanından sonra daha huzurlu bir uyku hakim alır beni.
Aile huzursuzluğu eşimle olan tartışmalarımız bunlarda korkularım arasına girer. Onun dışında börtü böcek hayvan vs bunlardan çok aşırı korkmam.

TAKINTILARIM:
İlk evlendiğim zaman temizlik takıntım vardı. O zamanlar daha çocukta yoktu. Evi temiz derli toplu görmek huzur veriyordu. Ama sonra  kusursuz ev modeli beni sıkmaya başladı. Şimdi artık bir yerlerde beklemiş işler bana daha çok huzur veriyor. En azından yapacak bir işim oluyor boş kalmıyorum.
Çamaşır suyu takıntım var mesela. Çamaşır suyu olmadan yaptığım temizlik, temizlik değil bence. Evi süpürdüğüm sulu elektrik süpürgesine bile çamaşır suyu eklerim çok az. Takıntı işte.
Alışveriş, makyaj,kılık kıyafet takıntım yok ama hasta dahi olsam göz kalemi sürmeden çıkmam dışarı.
Halka küpe takıntım var. Küpesiz çıkmak dışarı ama mutlaka halka küpe olmalı. Toplu saç takıntım var. Sürekli toplu olmalı saçlarım. Her şeyi zamanından önce yapma takıntım var. Bir yere asla geç kalmama erken gitme takıntım var.
Ters katlanmış kazak  vs takıntım var onlar her zaman düz olmalı. Sanki işlerim ters gidecekmiş gibi batıl inanç takıntısı var. Yastık takıntım var. Kendi yastığım olmadan hiçbir yerde yatamıyorum. O yüzden annemlere bile sık gidip gelemiyorum. Daha fazla sıralanabilir mi bilmem ama aslında bir çok insanın mükemmelliyetçilik dediği şey aslında takıntılarımız diye adlandırılabilir.
Kilo takıntısı var yediğim içtiğim her şeye takmış durumdayım.

BAĞIMLIKLARIM.’a gelince. Aslında takıntılarımla aynı kefeye koyabiliriz. Bağımlılıklarından memnunsa insan mutluysa bunlar artık alışkanlık olmuştur bence.
Bilgisayar, facebokk,sigara ve kahve bağımlılığım var itiraf ediyorum.
Eve bağımlı yaşayan bir insanım. Ev bağımlısıyım. Diyet bağımlısıyım, bitki çayı ve doğal ilaç dedikleri otlar ve bitkilerden vazgeçemiyorum. Sürekli diyetteyim anlayacağınız çok bağımlıyım ben J
Sevdiklerime bağımlıyım. Sevmeye bağımlıyım. Sevmek istemeye bağımlıyım.
Bunları niye mi yazdım?
İbrahim abim mimlemiş beni sende yaz demiş kırarmıyım hiç yazdım gitti. En az 3’er tane yaz dedi ama ben çok uzattım sanırım. Uzun zaman yazmayınca  bulmuşken canını çıkartasım geldi.
Sizde yazın yada yorum yazın dökün içinizi rahatlayın J


6.10.2011

BİLSEYDİN.

Ben bir şarkıydım dinlemesini bilseydin



can kulağınla dinleseydin beni


ne kelimeler biriktirdiğimi hissedebilseydin keşke


Bir kaç sayfamı okusaydın keşke


orta yerimden açsaydın sayfalarımın


ne fark eder ki


hİç nokta koymadım


büyük farf kullanmadım


imlaya hiç dikkat etmedim


dümdüz seni yazdım


sen söyledim


ama sen hep notka aradın


virgüllerimde beklemedin hiç


sıkıcıydım çünkü düzdüm


satır aralarım yoktu


hep koşar gibi yazdım söyledim seni


Yaşam böyle bişey nokta koymadan yaşarsın


virgül koymadan seversin


dinlenmek yoktur aşkta


her şarkıyı sonuna kadar dinler


her aşk kitabını sonuna kadar okursun


noktalara bakmaz


virgüllere takılmaz


büyük harf küçük harfler ilgini çekmez


eğer aşk varsa


İMLA İŞLEMEZ

5.07.2011

son vapur

Son vapurda gitti bu limandan. Beklemedi...
Almak istemedi beni. 
Takatımda kalmadı hani. 
beklemek yordu beni.
hain rüzgar esti savurdu küllerimi.
ince ince sızlar şimdi içim.
Ada bekler, fayton beklemez gider.
Sabah olur içimde güneş açar , fırtına diner.
Demli gelir ince bellide
yudumlanır sesizce.
ince bir dal cigara tüter çok derinden.
Uzaklar. bem gelemiyorum sen gel yan ucuma.
Bundan gayrı Yalnızlık paklar beni ancak
belki biraz ağlamak
Hünün taa dibine vurmak.

**İpek**