her yere izler bırakan Baktığı her göz'de hayâl olan. Kalemi kanatlarıyla tutan,Çırpınışını yazılara yansıtan bir Siyah kelebeğim.Hepinizi beklerim.Hoşgeldiniz Efendim.!



31.07.2010

SİZDEN GELENLERLE BİR SENTEZ.


Ölesiye yorgunlugun kollarında boşluk..mutsuzluk..'mutlu olmak istiyorum kocaman bir"umutla
ANLAMAK diyorum kendi kendime. kendi yaşımı, yaşamımı anlamak.
Her yaşın ve her anın tadını çıkarmaya uzak kalmayacağım bundan böyle.

darbelere Karşı Ne Yapabilirim acaba diye düşünmeyeceğim.

KARANLIĞIMDAN UMUTLANAMIYORUM demeyeceğim artık.

çaresizlik değil bu. hayatımın karışık bir sentezi.

sevgili dostlarımın duygularıma tercüman olan kelimelerinden küçük bir sentez.

Tüm duygularımın toplamı.


Yorumlarıyla destek veren tüm dostlarıma teşekkürler.

21.07.2010

BU YAZIYA ADINI SİZ VERİN.


Bu gün bir şey öğrendim.
Belki bunca yıllık hayatım da yaşamışlığım da, beni çaresizliğe sürükleyen aynaya bile bakılmaz hale getiren bir şey bu.
Daha önce yaşamıştım bunları ama sanki bu defa daha da üzüyor beni. Acaba yaşlanıyor muyum?
Tahammülümün sabrı artık bitti mi?
Tevazularımın, olsunların, önemli değillerin, Sağlık olsunların, beterin beteri varların, bende miadı doldumu.
Ben artık sabırsız, suratsız, hiç birşeyden memnun olmayan teyzelerden mi olmaya başladım.
Gözlerimin ışıltısını, neşemi, sevinçlerimi kaybetmeye mi başladım.
Bu gün aynaya baktığımda kendimi tanıyamadım.
İnsanın kendini aynaya baktığında bulamaması çok kötü oluyor.
Aynaya bakıyorsun ama koca bir boşluk görüyorsun.
Eski beni arıyorum yok.!
Anladım ki beklentiler bekleyişler, belirsizlikler insanı olumsuz etkiliyor.
Ve ben anladım ki, hayatta ki en zor şey belirsizlik.
Anladım ki, hayatta en zor şey beklemek.
Anladım ki hayatta en zor şey, bekletilmek.
Ve anladım ki bu 3 şey benim hayatımı zorlayan olumsuz etkileyen faktörler.
Artık hayatımda NETLİK istiyorum!
Artık hayatımda ŞEFFAF'lık istiyorum.!
Artık hayatım da beklemek değil, olacak şeyleri OLDURMAK istiyorum.!

Bu yazıya bir başlık bulamadım.
Bu yazıyı siz yazsaydınız başlığı ne olurdu?



19.07.2010

GİTMEK İÇİN GELDİM


Şimdi sorma bana neden gidiyorsun diye.
Bana gitmek için mi geldin diye sorma.
Sende biliyorsun. Ben sana gitmek için gelmiştim.
Biraz ağlar, sonra susarsın. Belki sonra unutursun.
Zaman zaman hatırlarsın. Belki ağlarsın.
Ve biliyorum ki en yakınında kim varsa ona sarılırsın.
Biliyorum ayrılıklar ölüm gibidir. Senin de ruhun ölür o giderken.
Ama unutma, Gitmek için gelmedik mi bu dünya'ya.
Sende gideceksin geldiğin gibi.
Önce ben gidiyorum, Sen beni bırakıp gitme diye.
Senin canını acıtarak besliyorum kendimi.
Ne kadar bencilim öyle değil mi?
Aşk bencillik değil midir zaten.
En çok sevilmek, en büyük aşkı yaşamak, hep yanyana olmak Aşkın bencilliği değil mi?
Ve hiç bir zaman kaybetmemeyi istemek.
Bende bencilim. Seni kaybetmemek için gidiyorum.
Ve sen biliyorusun. Ben sana gitmek için gelmiştim.
Sende gideceksin bir gün.
Unutma bu Dünya'ya hepimiz bir gün gitmek için gelmedik mi?

17.07.2010

EVLİLİK OYUNA MI GETİRİLİYOR ?


Evlisiniz
Siz sahiden evlenmişsiniz. Hayatınıza yeni bir düzen vermişsiniz. Sorumluluklarınızın olduğu kadar haklarınızın da farkındasınız. Eşinizi adeta bedeninizin bir parçası haline getirmişsiniz. Ayrılmaz bir ikili olduğunuz söylenemez, ama birbirinizi düşünmeden tek bir adım bile atmıyorsunuz. Tabii ki arada tuz biber kabilinden tartışmalar olacak. Bu yüksek sesli düşünmeler sayesinde evli olduğunuzu daha da derinden anlıyorsunuz.
*************************************************************************
Yukarıda okuduğunuz parağraf yaptığım bir test sonucu ortaya çıktı. Tamamiyle de doğru.
Evlilik, hayata yeniden yön vermek, yeni bir düzen kurmaktır bana göre. Sorumlulukların fazlalaştığı, dayanışmanın, güvenin, paylaşımın en üst düzeye çıktığı ortak bir paydada buluşmanın meydanıdır evlilik.
Evlilik oyun değildir. İki kişinin oynadığı bir tenis maçı değildir. Evlilik, Eğlence mekanın da dans edilen bir müzik değildir.
Ama evlilik oyuna getiriliyor. Evlilik gibi önemli bir kurumla oyunlar oynanmaya başlandı.


Evlilik artık Tv lerde, evcilik oyunu adı altında eglence olarak nitelendiriliyor. Evlilik artık Seda Sayan'ın maymun iştahına peşkeş çekiliyor. Evilik artık saygı duyulan bir kurum değil de, dalga geçilen bir kurum haline geldi.
Evlenen insanlara ''Allah Kurtarsın'' deniliyor. Ve nikahsız yaşayanlara saygı duyuluyor.


Artık buna birilerinin el atması gerekiyor. Evlilik ile yaşanan çirkin oyunlara artık bir son verilmesi gerekiyor. Evlilik küçükken oynanan evcilik oyunu değil ki.


Tv lerde yayınlanan evlilik proğramları benim canımı çok sıkıyor. Ora da yaşanan saçmalıklar, 2 günlük oyunlar, saçma sapan şeyler yüzünden yaşanan tartışma ve ayrılıklar gerçekten çok kötü örnek oluyor. Neden bunlara el atılmıyor?

Yeni bir kanun gelmeli bence. 1 den fazla evlilk yapan insanlara bir sınırlama getirilmeli diye düşünüyorum. Sürekli evlenip boşanan insanlara bence evlilik yasağı konulmalı artık. Tv lerde daha bıyıkları terlememiş evlilik nedir bilmeyen insanların evlilikle ilgili kötü örnek davranışlarına artık bir el konulmalı. Özellikle halka Mâl olmuş şarkıcı, oyuncu,kimlikli kişilerin, evlilik hayatları ile ilgili yayınları ve proğramları kaldırılmalı. Yeni evlenecek kişilerin bu kişileri örnek alabilmesi açısından tehlike arz ediyor bana göre.
Evlilik kurumunun artık ne kadar önemli olduğunu öğretecek kurslar, eğitici proğramlar yayınlanmalı yapılmalı.


Bilmiyorum arkadaşlar. Sizce yanlış mı düşünüyorum. Sizin konuyla ilgili görüş ve fikirleriniz nelerdir.?


Sizce Evliilik bir oyun mu?
Yoksa evlilik oyuna mı getiriliyor?

14.07.2010

KAYIP ZAMAN


Tüm zamanlarını çalmak istiyorum
Kayıp zamanları aramak istiyorum bir labirentte çaresizce dönerek.
Tüm noktaları kalemle çizip sana giden 3 yoldan birini bulmak istiyorum.
Denizin ortasında uçsuz bucaksız okyanusun ortasında sevinçle bağırıp Kara göründü diye haykırmak, kendi etrafımda gözleri kapalı durmadan dönüp sonra sana dokunup sobeee diye sevinçle zıplamak istiyorum. Yol yakın değil uzak olsun faretmez ki.
Yolun sonunda ora da olduğunu bilmek istiyorum.
Günlerce aynı sahilde birlikte uzanmak, yaşanmamış zamanlarımızı senden almak istiyorum.
Ben hakkımı istiyorum. Fazlasını değil. Ben senle yaşanmayı hak eden kayıp zamanları bulmak istiyorum. Zaman kayıp. kayıp zaman. Kaçıp gitmiş, ama bulunmayı bekleyen bir zamanı arıyorum.
o zaman belki bu zaman. Belki aradığım zaman bir ıssız ada da bizi beklemekte.
Hadi o zaman şimdi tam zamanı.
Bir gemi iki bilet lazım şimdi bize.
Sabah erken kalk.
Eline tek bir çanta al.
Boşta kalan elini elime bağla.
Çıkıp gidelim şu kapıdan kayıp zamanımızı aramaya.
Belki bulacağız onu bir istiridye kabuğunda.

12.07.2010

ALLAHIM BİZE AHTAPOT AKLI VER. :)


Dünya kupası başladı başlayalı hiç bir maçı izlemedim. Ama dün son final maçı olduğu için izledim.
Hollanda ve İspanya arasında ki final kupa maçı, çok heyecanlıydı. Hırçınca hatta çılgınca bir maç oldu bana göre. Öyle ki sarı kartlar havada uçuştu. ve bir kırmızı kartla bir oyuncu da dışarı atıldı. Sakatlanmalar da ilginçt. Dünya kupasını kapmak için müthiş bir mücadele izledim.

Nedense kupayı İspanya'nın almasını arzu ettim. Tabi bunda büyük kahin ahtapot'un da payı büyük. Ahtapot Paul, Son tahmini ispanya yönünde kullanmıştı. Acaba yine doğru çıkacak mı diye meraktan izledim biraz da.
90 dakikalık maç golsüz biterken, uzatmaların 2. yarısının son dakikaların da, ispanya'nın attığı altın gol'le ispanya büyük sevince boğulmuştu. tam heyecana kendimi kaptırmışken, dışardan gelen çığlıklar ve bağrışlarla irkildim. Pencereden baktığım da bütün mahalle sokağa dökülmüştü. Mahalle de kavga vardı. Erkekli kadınlı bağırış çağırış birbirlerini yedi millet. Ben çok tırsarım böyle kavgalardan. Eşim hemen pencereyi kapatmam için beni ikaz etti. Neme lazım, silah falan açarlar korkusuyla pencereyi kapattım. Oğlum da sesleri duymuş uykusundan uyanmıştı. Fazla geçmeden polisler geldi... ondan sonrasını artık bilemiyorum.

Tekrar koltuğuma kurulup, maçın geri kalan son saniyelerini de izledim. Son bitiş düdüğü çalınca sevinç gözyaşları ve hüzün gözyaşları aynı anda akmıştı sahada. Hollanda'nın büyük mücadelesi artık bitmiş ,mağlubiyetin ve kupayı kıl payı kaybetmenin hırsını ve hüznünü yaşıyorlardı.
İspanya'nın sevinci de görülmeye değerdi. Sarılmalar, ağlamalar, gülmelerin gözyaşlarına karışması çok duyguluydu.

Kupa merasimi ise ayrı bir görseldi. Güzel bir maç gecesi yaşadım. Son final maçlarında ki heyecanı seviyorum. Tabi Dünya kupasının galiplerini baştan sona bilen ahtapotu da unutmamak lazım. Çok ilginçti doğrusu. Her maç öncesi galip gelecek takımı bilmesi çok şaşırtıcııdı doğrusu. helal olsun valla.

Allah herkeze Ahtapot zekası versin ne diyelim. Ahtapot ölmeden bir fal baktırmak lazım. :):):)
Tabi bu arada Dünya kupası için özel hazırlanan şarkıları ve vuvuzela çılgınlığını da unutmamak lazım.
Dünya kupası Afrika kapanış töreninde Shakira Waka Waka şarkısı ve dansı ile geceye son vururşunu yapmış oldu. Şimdi o güzel görsel şov ile sizleri baş başa bırakıyorum...
İyi seyirler. :) Önümüzde ki dünya kupası maçlarında Türk milli takımımızı da sahalarda görmek istiyoruz. Bu heyecanı kendi milli duygularımızla yaşamak en büyük arzumuzdur. Bunu da demeden konuyu bitirmek istemedim :)

9.07.2010

DUYGULARIN ESİRİ KELİMELER.


Duygular oyun oynar insanla. En önemli oyuncuları ise kelimelerdir.
Zoraki oynar bu oyunu kelimler. Duygu bu oyunun lideri dir.
Ağzında piposu, dudağında hınzır gülümsemesi, başında şapkası koltuğunda oturup emirler verir kelimelere duygular.
kelimeler çaresiz uyar, oynar oynunu.
Kimi saklanır, kimi gözlerini yumar. Kimi kelime ise ağzını sımkısı kapatır. Kimi kelime ise kapatır kulaklarını tüm duygulara.
Duygunun esiri olmak istemez kelimeler.
Duyguların gücüne karşı koyamazlar. Nereye kaçarsa kaçsınlar, duyguların esiridirler artık bir kere. kelepçeli bir mahkum, boyunlarında tasma, sadık bir köpek gibidir artık kelimeler.
Ağlatmak istemez, coşturmak istemez. İnsanoğlunun tek kelimeyle değişecek hayatlarına müdahale etmek istemez . Ama Duygular kelimelerin sırtında bir kırbaçtır.
kelimeler birirkir çoğu zaman. Duygulara karşı gelmek için birikirler. Toplanırlar bir köşede. İstifa ederler bu oyundan. kelimler kısa bir süre güçlü gibi görünse de, uykuya yatmış duygu'nun uyanması fazla uzun sürmez. Ve oyunu yeniden başlatır. kelimler dağılır, akıllar karışır. Duygu'nun gücü kendini yine gösterir. Ve tek tek dökülürler bazen diller den, bazen de parmaklardan.
Daha fazla ne kadar tutabilir ki kendini kelimerler, Duygular bu kadar ağır basarken.